24 Mayıs 2008 Cumartesi
İstanbula yaptığımız geziden görüntüler
Tünelden karaköy e indik.Koştura,koştura Kadıköy vapuruna yetiştik. Vakit hayli geçmiş gün de dönmeye başlamıştı.vapur dan inmeden bir resim daha çekip bu güzel görüntüyü yakaladık.
Tekrar Lale ile Kadıköy iskelesi önünde buluşup birer çay içip trene yetişmek için koşturmaya başladık.O kadar yol yürüdüm hiç yorulmamıştım amatreni kaçırmamak için yürüyüşüm beni hayli yordu,zira ayak bileklerimin kırılmış gibi ağrıdığını hissettim.Kendimizi trene attık,üç dakika sonra hareket ettik.sağsalim İzmit e geldik.Neyse ki trende ayak ağrılarım dinlenince geçti.Eve geldiğim zaman hemen resimleri bilgisayara indirip bloğuma ekledim.
18 Mayıs 2008 Pazar
ŞOK HABER
GÜN BATIMINDA SARAYBURNU Sevdiklerimin duvarlarını süslüyorlar bende haz duyuyorum.
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ'NİN BAHAR YÜRÜYÜŞÜ
Çok duygulandım, hemen kameramı çıkarıp, videoya kayıt yaptım. Adreslerini alıp kendilerine göndereceğimi söyledim.
Evime geldiğim zaman bir kaç tane cd'ye kopyaladım. Ertesi gün Ali Bektaş isimli arkadaşa iletmesi için verdim. Baharın gelişini kutlamak için her yıl yürüyüş yaparlarmış. Bazı genç kızlarda üzerlerine tuvalet giymişlerdi. Rengarenk bir görüntü, bir neşe curcunası olarak yanımdan gelip geçtiler.
Herzaman neşeli olmanız dileği ile nice baharlara çocuklar.
13 Mayıs 2008 Salı
AĞLAYAN MELEK
İzin isteyip fotoğrafını çektim ve yağlıboya olarak tuale aktardım. Sessiz sedasız ağlaması içimi sızlattı. Hayat şartları onu hayli çökertmiş. Yıllarca çay bahçelerinde, çayla uğraşmış, inek beslemiş, yaylalara yaya çıkıp otlar dermiş, sırtında taşımış. Yedi çocuğa analık yapıp büyütmüş. Kızlarını gelin edip, oğullarına gelin almış. Kimi okumuş şehire gitmiş, kimisi yanında otururmuş. İlk kızından olan torunu Mahmut'u o kadar çok seviyormuş ki, bütün evlatları bir yana o bir yana imiş. Sevgili torunu çıktığı ağaçtan düşünce komaya girmiş. Çocuğu doktora götürmüşler fakat kurtaramamışlar. Devamlı ağlayıp göz yaşı dökmesi ondanmış.(ne zaman oldu bu olay) diye sordum( aman kızım geçen yıl kaybettik ama oynayan çocukları görünce onu hatırladım)dedi. Bende o gün öldüğünü sanmıştım. Fakat sevgisinin büyüklüğü karşısında ona hayran kaldım. Trabzondan kalkıp gezmeye gelmişler. Akrabaları varmış. Kendisini kızı getirmiş hava tebdili için.( ahhhh dedi torun da ne tatlı, insan evladını unutuyor onların sevgisi çok başka) diye sızlandı. Biraz konuştuk, kendisine resmini yapacağımı söyledim. Tamam ne yaparsan yap dedi gülümsedi.(ha kız ben genç değilim, güzel hiç değilim neyine yapacaksın ki resmimi ) dedi. Evet çirkindi, hakikaten erkeğe benziyordu ama ben nedense onun resmini yapmak istedim. Sert ifadesinde yumşacık bakışları vardı. Kocaman burnu, iri elleri ile, gözlerinden akan yaşlar beni çok etkilemişti. İsmini sordum (melek) dedi. Kızı da gülümseyerek (adı gibidir ) dedi. Allah uzun ömürler versin. Adı gibi huyuda güzelmiş. Önemli olan da zaten o değil mi?.
6 Mayıs 2008 Salı
5 Mayıs 2008 Pazartesi
SAKLI GÖLE GELEN SU
2 Mayıs 2008 Cuma
1 Mayıs 2008 Perşembe
Saklı göle gelen suyun kaynağına gidemedik, çünkü yanımızda küçük torunum da vardı. Suyun sesi vede görüntüsü bizi cezbetti, biraz ileriye gitmeye karar verip oradan görüntüledim. Manzaraya hayran kaldım.
çok güzel,bir daha gidersem kaynağına kadar ilerlemeyi düşünüyorum.
Haziran dan sonra bu görüntüler kayboluyor.Su artık yer altından gelerek gölü besliyormuş.Doğanın bahşettiği bu güzelliğe hayran kaldım ve Allaha ,görebildiğim için şükürler ettim.