29 Mart 2008 Cumartesi

LALELER GÜZEL LALELER

Şarkılar yapılmış bu güzel çiçeğe. Kızım Hale'nin hediyesi olan lalelerim açmaya başladılar.Tabii balkonda saksı içindeler.Bunlar erkenden açanlar. Arkadan, açık pembe ve daha sonrada erguvan renkli olanlar açmaya başladılar.Yol kenarlarında belediyenin ektirmiş olduğu lalelerde açmaya başlamış, heryer rengarenk. Bana Osmanlı'nın LALE devrini hatırlatıyor. Sık sık dışarıya çıktığımdan hep vesaitte, cam kenarında oturup seyrederek gidiyorum. Seneye daha çok lale ekmeyi kafama koydum. İnşallah bahçeye ekmek nasip olur.

26 Mart 2008 Çarşamba

23 Mart tekne ile balık avı

Kamader'in düzenlemiş olduğu tekne ile balık avına davet edildim. En küçük damadım olan Recep'le beraber, bu geziye katıldık. Hava sisli idi .Tekne hareket halinde iken, oldukça da ayaz oldu. Herkes oltalarını hazırlayıp, başladılar istavrit tutmaya. Bu arada benim ve Recep'in oltası üst kattan atılan oltaların dolaşması ile hayli zaman kaybı ve sinir bozukluğu oldu. Daha sonra kamışımızı kırdılar. İyi ki yanıma yedek bir kamış almışım oda olmasa idi bomboş oturup, balık tutanları seyredecektik. Bu dolaşmalar o kadar çok oldu ki, artık tekneyi kıyıya çekin ben inmek istiyorum deme derecesine geldim. İnsanlar çok bencil oluyorlar. Kimseye saygıları yok. Oltayı alan gelmiş o kalabalıkta avlanma yaptıklarını sanıyorlar. Tam bende tambur teli gerilmişken, birden oltamda bir ağırlık hissettim. Gergin tutarak yavaş yavaş çekmeye başladım.
Birde baktım ki koca bir balık. İri bir lüfer kadar var. Sudan çıkmadan önce hepimiz lüfer sandık, fakat tekneye alınca,Tirsi balığı olduğunu gördük. Tabi benim gerginliğim gitti. Birazda istavrit alabildik. Ama kızgın, öfke dolu olarak tekneden inip bir daha böyle bir organizasyona katılmamaya kendi kendime söz verdim. Çünkü organizasyon değil kar güdülmüş bir oluşum olarak niteledim. Böyle organizasyon olur mu?.
Organizasyonu yapan ortalıkta yok, listeyi eline alıp gelenleri tanıma yok, tekne içinde düzenleme yok. Acemice yapılmış bir tekne toplantısı. Kiraladıkları tekne ise ayrı konu. Bu teknenin ne can simidi var, ne can yeleği var, nede filikası var. Sanki koca bir sandal ve içinde yetmiş kişi. Sorumsuz insalar, hiç bu ayrıntılara da dikkat etmemişler. İki tekne ile çıkıldı ava fakat teknenin biri seksen biri, kırk kişi. Halbuki kişileri sayıyla alıp yerleştirmek, herkesi ismi ile arayıp tanışmak lazımdı. Üst kattan hiç olta attırmamaları lazımdı. Neyse bu ilk ve son oldu.Recep sakin mizaçlı kişiliği olduğu için memnun kaldı. Ben kusurları sayınca oda beni haklı buldu. Bizde Beykoz' dan tekne kiralar avlanırız dedi. Eve döndüğümde oh dünya varmış dedim.

18 Mart 2008 Salı

BAHAR GELDİ

Nihayet soğuk günler yavaş yavaş geide kalmaya başladı.Kanıtıda baharın ilk açan çiçeklerinden olan japon baharı idi.Bahçeleri ve parkları hemen şenlendirmişlerdi. Rengi ve görüntüsü ile göz dolduruyordu.Yemyeşil çimlerin üzerinde kocaman bir buket gibi duruyorlar.Birden içim coştu gidip kucaklamak geldi içimden,buda baharın verdiği bir coşku olsa gerekti.Hoşgeldin bahar ,hoşgeldin.

17 Mart 2008 Pazartesi

Bahar da geldi.Çok şükür bu günleride gördükjaponbaharı denen çiçekler bahçeleri süslemeye başladı.Badem ağaçları,kaysılar,erikler de çiçeklerini açıp,tabiat anayı süslemeye başladı.Bazen açık bazen kapalı da olsa havaısındı.Üzerimize yük olan kalın giysilerden kurtulduk.

Çocuklar cıvıl cıvıl sokaklara döküldü,top oynayanlar,bisiklete binenler,kapı önünde yarenlik eden komşular da baharın geldiğininkanıtoldu.Ben pencereden seyrediyorum etrafı,kapı önlerine çıkmak gibi bir adet edinmediğim için,gelen sesleri duyuyorum.İşim olduğu zaman dışarıya çıkıp,hemdışardaki işlerimi kotarıyorum hemde yürüyüş yapmış oluyorum.Bu günde damadım Enverle çarşıda buluştuk.Vesaitte giderken yolcuların birkısmı kapatılmak için mahkeme kararı çıkartılan AKP nin hakkında da yorum yapıyorlardı.Kimisi iyi oldu gemiyi azıya almışlardı dedi kimiside vakitsiz oldu dediler.Hayli çekişmeli konuşmaların ardından eve gelebildim.Şükürler olsun.TV yi açıp bazı konuşmacıları biraz hayret birazda acı ile dinledim.Zaten devamlı çeşitli kanallardan da okuyup,dinliyorum.Ülkemizde olanlar beni bir vatandaş olarak hayli üzüyor.Son günlerde sokaklara dökülen işçiler,ekmek parası diye feryat edenler beni kahrediyordu.Gelecekte çocuklarımızı,torunlarımızı neler bekliyordu.Bizi yönetenler,neden illede ABD nin hizmetine girip,kendi insanlarına eziyet olacak davramışlarda bulunuyorlar anlamış değilim.

Zira Ünüversite de ,hukukçularda devamlı tenkit ettikleri halde,işçileryollara dökülüp,Ylancı başbakan seni istemiyoruz;istifa et,derlerken neden bu kadar inatla başta kalmak için direniliyor?.Ben kendi kendime bir değerlendirme yapıp,ben olsaydımçekilirdim dedim.

Hele başbakanın söylediği o korkunç sözler insanın kanını donduruyor.

Ben ABD nin ortadoğu projesinin eş başkanıyım demesi ne anlama gelir?.

Ülkemizin haritası bölünmüş,hiç tepki verilmiyor.Müslümanız diyorlar ,fakat avrupada dinimize dil uzatanları kınamıyorlar Suriye bile tepki verdi bizimkilerden çıt yok.Ülkemizin değerleri bir bir stıldı,vakıflar yasası denen yasayı tehlikeli dendiği halde çıkardılar.Ülkemiz ayağımızın altından resmen kaydırılıyor.Bir türban meselesi ortaya bilinçli olarak atıldı,herkes onunla boğuşurken,yasalar arka arkaya çıktı.Bunların ülkeye zarar vereceğini bir parça beyni olan anlar diyorum.Allah ülkemizi ve milletimizi korusun.İkinci bir filisti olacağımızdan endişe ediyorum.Gidiş rotası çünkü o yönde.Mağduriyeti oynayarak insanlarıntemiz duygularını istismar ettiklerinin farkına vardım.Ve alkış tutanlara acıdım.Allahtan hepimize akıl fikir vermesi dileği ile bu baharı neşe içinde geçirmemizi dilerim.

9 Mart 2008 Pazar

BALIKÇI

Ben bir balıkçıyım. Kendimi en azından bir balıkçı olarak niteliyorum.Daha aktif olmak için KOCAELİ AMATÖR OLTA BALIKÇILARI VE DOĞAL HAYATI KORUMA DERNEĞİNE üye oldum.
Üye kartını aldığım zaman çok mutlu oldum. Sanki erişilmesi çok zor birşeyi elde etmiştim. Çok sevindim. Geçen günde ayın yirmiüçünde düzenledikleri tekne ile balık avına isteyenlerin katılması için haber verdiler. Tabii ki benim beklediğim bir haberdi. Kendilerine katılacağımı bildirdim. İnşallah eğlenceli ve bereketli bir av olur. Haydi rast gele diyor ve ayın yirmiüçünü sabırsızlıkla bekliyorum.