15 Nisan 2009 Çarşamba

Evet burası aylarca medyadan düşmeyen ve işçilerinin kapanmaması için bir hayli çaba sarfettikleri o malum seka kağıt fabrikasının arazisine kurulan, adını da seka olarak alan park.
Sekapark;Bu pazar oraya gittim.bitmiş halini gördüm.Çok güzel bir park olmuş.Ne yazıkki şehir dışında gibi birşey ,arabası olmayanlar hayli meşakkat çekiyorlar.Ha deyince kalkıp gidilecek bir yer değil.
şehrin göbeğinde ,sahilde zaten yapılmış olan bir park var.Oda çok güzel.Yapanların aklına ve eline sağlık demek geliyor fakat keşke fabrika kapanmasa işçiler de işinden olmasalardı diyorum.
Ama olmuş olanlar.İnsanlarımıza ekmek kapısından çok yeşil alanlar lazım tabi ,aç kalıncada çimleri,ekilen çiçekleri,ağaçları kemirerek doyarlar.En azından ben böyle düşündüm.aklma başka birşey gelmedi.








SEKAPARK


7 Nisan 2009 Salı



LİMON ÇİÇEKLERİ

Nisan 'ın üçünde Mersine gitmiştim.Kardeşimin kaldığı eve gittiğim zaman evin balkonundan eğilip aşağılara baktım ,sahil tarafı oluyor, birer dönümlük yol kenerında
limon bahçelerini gördüm.yani iki tane birer dönümlük limon bahçaesi.
Yediveren olduğu anlaşılan ağaçlar,hem çiçek açmış hemde üzerinde meyveleri de vardı.
Daha sonra aşağı inip sahile yürüdük.Görüntü içimi acıttı.Kardeşim açıklamada bulundu.
Mersin'de tulumba durağından Erdemli' ye kadar sahil kesimi hep narenciye bahçeleri idi.
Malesef bazı kişiler rant sağlamak,kara para aklamak amacı ile o bahçeler hep yok edilip yerine bu gökdelenler dikildi.Anamurdan buraya kadar bütün ekim arazileri bu gördüğün hale getirildi.
Yakın zamanda ,çocuklarımız torunlarımıza portakal ağacı bu diyegösterecek ağaç kalmıyacak.
Onlara bol bol resimler çekip bırakmak lazım,zira bütün ziraati öldürdükleri gibi bu meyve ağaçlarını da öldürüp yok edecekler.artık portakal ve limon gibi narenciye de dış ülkelerden geleceğe benziyor.
Bu gördüğün evlerde oturanlar hep çevreci,doğayı sevenler.Söz hakkı da onlarda.Ama ortalığıda talan eden malesef onlar.
doğruydu söyledikleri.Çünkü o portakal bahçelerini bende görmüş ,hatta birisindede bahçe sahibine müsafir olmuş orada bazı dostlarımızla piknik yapmıştık.
Şimdi o zamanları görüp bilmeyenler şehrin ne kadar güzel olduğunu söylerler.
halbuki eski hali çok daha güzel di.Doğal hali bozulmuş,yapay bir güzellik oluşturulmuş.
Sabah ve akşam üzeri mis gibi kokan portakal,limon,mandalina ve her evin kapı önünde ekilmiş yasemin kokuları bütün şehiri kaplar,kokudan mest olurdu insan.
Şimdi belediye kaldırımlara narenciyeden olan turunç ağaçları dikiyor.Herhalde onunda içi çok acımış olmalı.Vicdan rahatlaması gibi bir olgu.