4 Ocak 2008 Cuma

Kar

Kar ne yumuşak nede ak,
görünce biraz sıcak,
eriyip su olacak,
onu uzaktan gören,
kuş tüyleri sanacak, diye bir şiir ezberlemiştim ta çocukluğumda. Bu yılın ilk karı yağdı bugün . Çatıların üzeri beyazlaştı ama kartopu oynayacak gibi değil. Gökyüzü karanlık yüzünü asmış, düşünüyor gibi yağayım mı yağmıyayım mı der gibi... Öylece sakin bir hava. Bu su kıtlığında bol yağsa da yazı susuz geçirmese insancıklar.
Kar yağınca beni çocukluğuma götürür. Mersinin Mut kasabasında çocukluğumun altı yılı geçti. Toroslarda bir kasaba. Kışı soğuk, yazı da kurak geçen bir yer. Kar yağdığı zaman benim dizlerime kadar gelirdi. Günlerden birinde akşam gezmesine annemle beraber komşular toplanıp, başka bir arkadaşlarına oturmaya gittik. Büyükler tombala oynayıp vakit geçirirlerken ben pencereden ağaç dallarının üzerindeki bembeyaz yığınları görünce başladım Hatice teyze pamukları ağacın dallarına sermiş demeye, o kadar bağırmışım ki bana biri ne bağırıyorsun dedi. Bende bakın Hatice teyze pamukları ağacın dallarına sermiş dedim. Dönüp baktıklarında aaaa kar yağmış dediler. Meğer karmış, ben ilk defa görmüştüm karı. Hemen oyunu bırakıp, giyinip sokağa çıktık. Kocaman kadınlar bağırıp çağırıyor, kartopu yapıp birbirlerine atıyorlar, güreş yapıp birbirlerini yere yatırmaya çalışıyorlardı. İlk defa görmüştüm kar denen nesneyi .
Orada altı yıl yaşadım. Her kış geLdiğinde bol bol kar yağardı. Şimdi her kar yağdığında hep Hatice teyzenin pamukları gelir aklıma. İster istemez gülümseme belirir dudaklarımda. Çocuk saflığı ile görmemişliğin verdiği bir benzetme ne hoştu . Daha o zaman dokuz yaşında idim. Keşke zamanın gerisine gidilsede o günleri tekrar yaşasam.Çocukluk güzel, hemde çok güzel.

Hiç yorum yok: