1 Temmuz 2008 Salı

İĞNEADA

Yirmidört haziran da İğneadaya gittim.Gerçi bu ikinci gidişimdi.Denizi ve kumsalı çok güzel.Yemyeşil ormanlar,mavi deniz insanı seyrederken dinlendiriyor.Ana yolla göl arasındaki araziyi ,belediye ve orman işletmesi halka açık bir kamp yeri olarak hazırlamış tuvaletler ve su var fakat iki direk dikip de aydınlatmak akıllarına gelmemiş.Kapta olanlar kendi imkanları ile aydınlanıyorlar.sık sıkda çöp alınıyor.orada aylarca kalanlar var kendilerine yer ayırıp etrafını da çevirerek sahiplenmişler.domates biber ,çiçek ekenler bile var.Geçen yıl gittiğim zaman bir tane keçi ve köpek ve balık besleyen vardı bu yıl aynı adam kanadı kırık bir martıyı tedavi ederek ona bakmaya çalışıyordu.Köpeklerini bile getirmişler.Aylarca kalanlar minübüsle ,hertürlü ihtiyaçlarını karşılayacak eşyalarını da getirmişler.jeneratör bile kullanıyorlar hem aydınlanıp hemde buzdolabı ve televizyon da kullanıyorlar.Yani o ortamda lükslerinide yaşıyorlar.
Sabah erken saatlerde kuş sesleriyle uyanmak çok güzel.Akşam olunca gölden gelen kurbağa sesleri kulakları tırmalıyor.Kurbağalar o kadar çokki hepsinin sesi birbirine karışıp yoğun bir gürültü çıkarıyorlar fakat o bile insanı rahatsız etmiyor.Hayrettir ki kara sinek yoktu.Az bir sivri sinek vardı ona da çare zaten vardı.Of veya sinkov denen likitten sürünce saatlerce rahat ediliyor.Haftada bir pazarda kuruluyor iğneadada.marketleri var her aradığınızı bulabiliyorsunuz.Kamp yerine yakın olması dolayısı ile on dakika yürüyerek gidiliyor.
Yine belediye halka hizmet olsun , denizden çıkanlar duş alabilsinler diye iki şer adetde sahile kabinler koymuşlar.

Hiç yorum yok: