
Birde baktım ki koca bir balık. İri bir lüfer kadar var. Sudan çıkmadan önce hepimiz lüfer sandık, fakat tekneye alınca,Tirsi balığı olduğunu gördük. Tabi benim gerginliğim gitti. Birazda istavrit alabildik. Ama kızgın, öfke dolu olarak tekneden inip bir daha böyle bir organizasyona katılmamaya kendi kendime söz verdim. Çünkü organizasyon değil kar güdülmüş bir oluşum olarak niteledim. Böyle organizasyon olur mu?.
Organizasyonu yapan ortalıkta yok, listeyi eline alıp gelenleri tanıma yok, tekne içinde düzenleme yok. Acemice yapılmış bir tekne toplantısı. Kiraladıkları tekne ise ayrı konu. Bu teknenin ne can simidi var, ne can yeleği var, nede filikası var. Sanki koca bir sandal ve içinde yetmiş kişi. Sorumsuz insalar, hiç bu ayrıntılara da dikkat etmemişler. İki tekne ile çıkıldı ava fakat teknenin biri seksen biri, kırk kişi. Halbuki kişileri sayıyla alıp yerleştirmek, herkesi ismi ile arayıp tanışmak lazımdı. Üst kattan hiç olta attırmamaları lazımdı. Neyse bu ilk ve son oldu.Recep sakin mizaçlı kişiliği olduğu için memnun kaldı. Ben kusurları sayınca oda beni haklı buldu. Bizde Beykoz' dan tekne kiralar avlanırız dedi. Eve döndüğümde oh dünya varmış dedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder